I) EĞİTİM-ÖĞRENCİLER
1) Günümüzün zorlaşan ekonomik koşulları ve ülkemiz genelinde yaşanan konut sıkıntısı ve yurt sayısının yetersizliği karşısında öğrenciler, özellikle büyükşehirlerde, ailelerinin yardımı olmaksızın eğitim hayatlarını sürdürmekte ciddi olarak zorlanmaktadır. Bu nedenle, yarınlarımızın teminatı olan gençlere ikamet etmekte oldukları belediye tarafından burs desteği sağlanması elzem olmuştur. Akademik başarı, ailesinin ekonomik durumu ve objektif başkaca kriterler (örneğin ailesinin bulunduğu şehir dışındaki bir şehirde üniversite okumak) de gözetilerek üniversite öğrencilerine günümüz koşullarında en azından beslenme ve barınma masraflarının bir kısmını karşılayacak tutarda bir burs verilmelidir.
2) Bir önceki maddede üniversite öğrencileri için öngörülen bursun lise öğrencilerine sağlanması da gereklidir. Özellikle ailesinden ayrı olarak öğrenim gören lise öğrencilerine burs verilmesi genç yaşında ailelerinden uzakta kalan öğrencilerin geçimlerine olumlu katkı sunacaktır.
3) Üniversite veya lise öğrencilerine sağlanacak burslarda tamamen objektif koşullar doğrultusunda inceleme yapılması şarttır. Herhangi bir kayırma veya iltimasın önüne geçilmesi çok hassas bir konu olup hayata atılma aşamasında olan öğrencilerin kamu kaynaklarından eşit şekilde yararlanabilmesi için kötüye kullanılabilecek uygulamalara imkan verilmemelidir. Bunu sağlamak adına Türkiye İçin Gençlik Hareketi olarak önerimiz burs başvurusu için gereken zorunlu evrakın kişinin kendisi ve ikinci dereceye kadar olan kan hısımlarının malvarlığı beyanları, çalışma belgeleri, yine kişinin kendi ve birinci dereceye kadar olan kan hısımlarına ait EGM araç sorgulama belgeleri gibi kişinin ve ailesinin ekonomik durumuna ilişkin somut veriler ortaya koyan ayrıntılı belge talep edilmesi olacaktır, zira bu sayede verilen bursların gerçekten ihtiyacı olan lise ve üniversite öğrencilerine ulaşması sağlanabilecektir.
4) Küreselleşen ve teknolojik olarak durmaksızın ilerleyen dünyada eğitici materyallerin çoğunun internet ortamında bulunması mümkündür. Bu sebeple, maddi durumu yetersiz olan öğrencilere ücretsiz olarak akıllı telefon veya tablet verilmesi onların dünyayı takip etmesini ve çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmesini sağlayacaktır. Aynı şekilde akıllı telefon veya tablet verilmesi uygulamasında da tamamen objektif kriterler göz önünde tutulmalıdır.
5) Akıllı telefon veya tabletin ancak internet erişimi ile gereği gibi kullanılabilmesi mümkündür. Bu bağlamda, akıllı telefon veya tabletin yanında maddi durumu yetersiz olan öğrencilere internet kullanımı sağlanması, merkezden uzaktaki köylerde köyün tamamını kapsayacak şekilde ücretsiz internet hizmeti sağlanması büyük fayda sunacaktır. Akıllı telefon veya tablet alma bütçesi olmayan belediyelerin en azından durumu olmayan öğrencilere belirli miktarlarda internet kullanımı kotası sağlama politikasını seçmesi mümkündür.
6) Gittikçe zorlaşan ekonomik koşullarda öğrenciler sosyal hayatın dışında kalabilmektedir. İletişim kurma ihtiyacının ve ancak bu sayede edinilebilecek olan bilgi, birikim ve deneyimlerin eksik kalmaması adına öğrencilerin akranlarıyla vakit geçirebileceği tesislerin inşası ve bu tesislerin öğrenciler tarafından tercih edilebilecek niteliklere sahip olması zaruridir. Türk gençlerinin zihinsel ve ruhsal gelişimi adına belediyeler bu hususa dikkat etmelidir.
7) Öğrencilerin araştırma yapabileceği, ilgilendiği konuları veya okul derslerini etüt edebileceği kütüphanelerin kurulması gerekmektedir. Bu kütüphaneler öğrencilerin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmeli ve belediye personeli kütüphanenin bakım ve düzeni için istihdam edilmelidir. Bu sayede öğrenciler akranlarının çalışmalarıyla teşvik olacak ve elverişli imkanlar sayesinde aksatmadan derslerine çalışabileceklerdir.
8) Yetenekli sanatçıları getiren, birtakım festivaller düzenleyen belediyeler öğrencileri de mesleğinde başarılı insanlarla buluşturabilmelidir. Bu sayede kafasında mesleğini belirlemeyen lise öğrencilerine muhtemel yollar gösterilirken gelecek tasavvuru olan öğrencilere ise o meslekte karşılaşabilecekleri zorluklar ve bu zorlukları nasıl atlatmaları gerektikleri anlatılabilir. Ayrıca, şimdiden bu zorluklara nasıl hazırlanabilecekleriyle ilgili bilgi edinmeleri sağlanabilir.
9) Bir üniversite öğrencisinin mesleğe başlamadan evvel staj yapması onun faydasına olacaktır. Belediyenin işverenlerle anlaşarak veya kendi ilgili birimlerini organize ederek öğrencilere staj imkanı sunması hem o meslek özelinde yetkin bireyler yetiştirmeyi hem de staj sırasında mesleğe ısınamayan öğrencilerin bunu erkenden fark ederek aksiyon almasını sağlayacaktır.
10) İnsanların hayatlarını idame edebilmesi adına bir üniversite okuması veya fiziki güç gerektiren işler yapması gerekmez. Belediyeler meslek edindirme kurslarıyla niş bir alana yönelik eğitimler verebilir ve bu şekilde insanların nitelikli işlerde çalışmasını sağlayabilir. Belediyeler piyasadaki ihtiyacı analiz ederek meslek kursları açmalı ve bu kursu bitiren insanların istihdam edilmesini sağlamalıdır. Bu bağlamda özellikle de “teknoloji, inovasyon ve yazılım” alanlarına ilişkin eğitimler verilmesi hem vatandaşın bireysel donanımı hem de ülke olarak kalkınmamıza çok büyük fayda sağlayacaktır. Öyle ki günümüz çağında teknoloji, inovasyon ve yazılım alanındaki çalışmalar ülkelerin adeta birer silahı haline gelmiş ve bu çalışmalarda ileri düzeylere erişmiş olan ülkeler hem çok daha güçlü bir ekonomiye hem de dünya siyasetinde çok daha sağlam yerlere sahip olmaktadırlar. Yenilikçi çözümler ve sıfırdan üretilecek teknoloji ve yazılımlarla gençlerimiz hem çağımızın en revaçta olan alanlarına dair kendilerini geliştirme ve bu alanda iş kurma yahut istihdam olma şansını elde edecek olup hem de başta belediyemiz olmak üzere ülkemiz adına bir katma değer üretmiş olacaklarıdır. Bu eğitimleri alan gençlerle belediye arasında bir işbirliği sözleşmesi yapılarak üretilecek teknoloji ve yazılımların mülkiyeti hususunda hem çalışan kişi veya ekip hem de belediyenin ortaklığı sağlanırsa belediyeler için de çok büyük ve önemli bir gelir sağlanmış olacak, elde edilen bu gelir de vatandaşa götürülecek hizmetin kalitesini artıracak ve belediyecilik konusunda her anlamda yeni bir çığır açılmış, ses getirilmiş ve belediye yönetiminin de istikrarı sağlanmış olacaktır. Teknoloji, inovasyon ve yazılım alanlarında sözü edilen eğitimlerin katılımına ise azami 21 yaş sınırı getirilerek eğitimin verimliliğini artırmak da önemli bir gereksinim olacaktır, zira klasik bir vakit doldurma eğitimi olmaktan ziyade üretim odaklı bir akademi niteliği taşıması sağlanabilecektir.
11) Öğrencilerin esas problemlerinden biri barınmadır. 21. yüzyıla yakışmayan yetersiz ve elverişsiz yurtlardan, yüksek ev kiralarından ve yüksek özel yurt fiyatlarından dolayı bu problem hasıl olmuştur. Belediyeler öğrencilerin barınma ihtiyacını karşılamak adına yurtlar açmalı ve mevcut duruma göre öğrencilerin bu yurtlarda geçici veya kalıcı konaklamasına imkan tanımalıdır. Ayrıca belediyeler ev sahipleriyle iletişime geçmeli ve ev sahipleriyle öğrencilerin ortak paydada buluşması adına bilgilendirici çalışmalar yapmalıdır. Ancak bu şekilde bilim yuvası üniversitesine gelen öğrenci temel ihtiyaçlarını dert edinmeyerek bilgisini genişletip geliştirmeye odaklanabilecektir.
12) “Belediye Dershaneleri” projesi; günümüzde eğitim öğretimin nitelikli olarak alınabilmesi ve mevcut eğitim seviyesinden bir üst düzeye geçişte öğrencilerin karşılarına çıkan Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM nezdinde düzenlenen sınavlarda başarı sağlanabilmesi adına dershane, kurs ya da özel ders gibi takviye niteliği taşıyan eğitimlerin neredeyse elzem hale gelmiş olması ve bu gibi takviye niteliğindeki eğitimlerin çok pahalı olması sebebiyle dar gelirli ailelerin çocukları diğer akranlarıyla eşit standartlarda yarışabilsin ve hiçbir çocuğun bu sınavlarda dezavantajlı bir yerde konumlanmasın diye ve bir yandan da ülkemizin on yıllardır en büyük istihdam problemi haline gelmiş olan ve yüzbinlerce kişiyi ilgilendiren “işsiz öğretmen”
sorununu; öğretmenlerimize kendi evlerinin yanı başında, bir ulaşım ücreti ödemeden işlerine gidebilecekleri ve hatta yeme-içme gibi ihtiyaçlarını dahi dilerlerse evlerinde giderip ulaşım, yeme, içme gibi çok önemli bir masraf kaleminden kutulacakları bir projedir. Belediye Dershaneleri ya da Belediye Mektepleri olarak adlandırılabilecek bu proje ile belediyelerin kendi idari sınırları içerisinde ikamet eden ve henüz ataması gerçekleşmemiş öğretmenlerimize evlerinin yakınında bir iş fırsatı tanınmış olacak ve eğitim çağındaki çocuklarını dershane, kurs, özel okul veya özel derse gönderemeyecek durumda olan ailelere de çocuklarını diğer akranlarıyla eşit şartlarda eğitim alma imkanı sağlanacaktır. Böylelikle hem dar gelirli vatandaşın bu büyük sıkıntısı giderilmiş olacak hem de ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın memleket için vaat ettikleri ışığın sırf ekonomik engellerden dolayı sönmemesi sağlanmış olacaktır. Ayrıca yıllardır süregelen ve hatta bazı vatandaşlarımızın hayatlarına kıymalarına dahi sebebiyet vermiş “işsiz ya da çok zor şartlarda çalışmak zorunda bırakılan öğretmen” sorununa da çözüm getirilecektir. Bu hizmetten faydalanacak ailelerin yine mal beyanında bulunmaları ve çocuklarının devlet okullarında eğitim gördüğüne dair okul kayıtlarını ibraz ederek hiçbir özel eğitim kurumu, kurs veya dershanede kayıtlarının olmadığına dair yazılı beyanda bulunmaları gerekmelidir. Ayrıca programın kuruluş amacına tam anlamıyla hizmet edebilmesi ve suistimal edilmemesi adına belediyelerin de ilgili çocukları bu programa kayıt etmeden evvel kendi belediye sınırları içerisinde bulunan ve eğitim öğretim ruhsatı olan bütün özel kurumlara programa kayıt edecekleri çocukların tam listesini göndermeleri ve bu çocukların herhangi bir özel eğitim kurumunda takviye niteliği taşıyan bir eğitim almıyor olduğunu teyit etmeleri gerekmektedir. Yine “Belediye Dershaneleri” ya da “Belediye Mektepleri” ismini verdiğimiz bu projeyle memleket için faydalı bireyler yetiştirirken temel ihtiyaçlardan olan eğitim alanında çok büyük bir hizmet verilerek ve her birimizin şu an olduğu kişi olmasında en büyük paya sahip olan kişilerden olan öğretmenlerimiz için de yeni bir istihdam sahası oluşturulup vatandaşa birçok açıdan hizmet edilmiş olacaktır.
13) Belediyelerin usta öğretici ya da diğer eğitimciler vasıtasıyla kendi sınırları içerisinde ikamet eden vatandaşlara sunacağı eğitim hizmetleri her yaştan vatandaşların kendilerini faydalı hissetmelerini, zihinlerini çalıştırarak zinde kalmalarını, ürün, hizmet yahut fikir üretimi ile topluma katkı sağlamalarını ve sosyal ve entelektüel açıdan donanımlarını artırmalarını sağlamaktadır. Bu tür ücretsiz eğitimler çok büyük önem taşımaktadır. Bu eğitimlerin her yaşa uygun şekilde verilebilmesi de kilit önem taşımaktadır. Bu nedenle gençlerin özellikle de lise çağı ve öncesi dönemdeki gençlerin küçük yaşlarda kendilerine bir hobi, bir ilgi alanı hatta belki de ileride profesyonel olarak ilgilencekleri bir meslek sahası belirleyebilmeleri adına onların talep ettikleri, ilgi ve merak duydukları 3 ayrı alanda gençlere ücretsiz eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler; belediye tarafından hazırlanan ve gençler adına güncel ve popüler alanlardan oluşan listelerin, işbu çalışmamızın “Teknoloji-Dijital Katılım” başlıklı bölümünde de yer alan belediyenin tüm hizmetlerinin tek çatı altında vatandaşlar tarafından görülebildiği ve bu hizmetlerden faydalanılabildiği mobil belediye uygulaması üzerinden oylamaya sunularak en çok oy alan 3 farklı alanda düzenlenmelidir. Böylelikle hem gençlere küçük yaşlardan itibaren demokrasi bilinci aşılanmış olacak hem de gençlerin eğitim alacakları alanı bizzat kendileri seçmeleri nedeniyle eğitim aldıkları konularla alakalı kendilerini erken yaşlardan itibaren geliştirerek topluma faydalı olacak ve ilgili eğitimlere katılımı ve ilgileri artırılarak eğitimden alınacak fayda maksimize edilebilecektir.
14) Tarım ve hayvancılığın gelişmesi ve bu konuda hasat edilen ürünlerin artması adına başta işsiz veya dezavantajı gruplara mensup (bedensel ya da zihinsel engelli) gençler olmak üzere tarımsal üretim alanına ilgi duyan diğer gençlere bu alanda eğitimler vererek sonrasında belediye ve onun tarım alanında faaliyet göstereceği alt iştirakleri yahut işbirliği yapılacak kooperatifler vasıtasıyla ilgili belediyenin bulunduğu coğrafyada yetiştirilmesi uygun olan meyve ve sebzeler için seralar kurulması, belediye, alt iştirakleri ve işbirliği yapılan kooperatifler eliyle kurulacak çiftliklerde besi ve kümes hayvanlarının yetiştirilmesi burada
gerçekleştirilen tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde ise bu alanlarda eğitilen işsiz ve dezavantajlı gençlerin kullanılarak hem istihdam edilmeleri hem de topluma entegrasyonları sağlanmalıdır. Bu proje ile hem işsiz ve zihinsel veya bedensel engelli gençlerin istihdamı hem de ülke olarak tarımsal üretimimizin artışı ile tıpkı Atatürk Orman Çiftliği'nde Tarım Kredi Kooperatifleri’nde, Et ve Süt Kurumunda olduğu gibi vatandaşımızın et, süt, yumurta, tereyağı, meyve, sebze gibi ürünlere uygun fiyatla erişimi sağlanmış olacaktır.
15) İşsiz gençlerimizin istihdam edilmesi ve bir alanda dünyanın neresine giderlerse gitsinler meslek edinmeleri adına CNC adı verilen makinelerin belediyeler tarafından alınarak bu alanda eğitim almak isteyen gençlere bu makinelerin kullanılması öğretilmeli, bu eğitimi alan gençlere yine ilgili belediyenin anlaşacağı firmalarla işbirliği halinde staj programları düzenlenerek bizzat CNC operatörlüğü konusunda gençlere pratik kazandırılmalı ve böylelikle hem ülkemiz firmaları için CNC makineleri alanında birçok nitelikli personel sağlanmış hem de gençlerimize dünyanın neresine giderlerse gitsinler geçerli olan bir meslek kazandırılmış olacaktır. CNC operatörlüğü atölyelerinde dersler ve eğitim çalışmaları esnasında üretilen mobilya, oyuncak vb. ürünler ise yine belediye eliyle ihtiyaç sahiplerine kazandırılarak gençlerimiz için mesleki bir kazanım sağlanırken ihtiyaç sahiplerinin muhtelif ihtiyaçları da giderilmiş olacaktır.
16) Engelliler toplumumuzun dezavantajlı grupları arasında yer almaktadır. Hem engellilerin toplum içine kolayca entegre olması için hem de toplumun engelli bireylerin ihtiyaçlarına gerekli hassasiyeti gösterebilmesi için çeşitli eğitimler ve seminerler düzenlemesi mümkündür. Örneğin engelli bireylere yönelik mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri, görme engelli bireyler için Braille alfabesi eğitimi, engelli öğrencilerin sınav ve dersleri için destek eğitimleri, engellilerin ailelerine yönelik fiziki ve psikolojik eğitimler katılımcıların hayatlarına dokunacak faydalar sunacaktır. Aynı zamanda toplumun diğer kesimlerine de engelli bireylere nasıl davranmaları gerektiği konusunda faaliyetler, işitme ve konuşma engelli bireylerle iletişim kurması gereken kamu ve özel sektör personeline işaret dili eğitimi verilmesi toplumumuzun daha engelli dostu hale gelmesini sağlayacaktır.